Sektör rekabet ortamında iç ve dış piyasalarda atılımı
İnşaatlarda sadece dış yapılanma değil, ideal iç mekanı oluşturan taban yüzeylerinin görkemli, sağlıklı, güvenceli, kaliteli, standartlara uyumlu malzemelerle değerlendirilmesi önem taşımakta. Çağdaş bina üretiminde insan yaşamının güncel olarak büyük bölümünün geçtiği konutlarda yer döşemeleri, ürün türleri, özellikleri estetik görünümleri ile öne çıkmakta, vazgeçilmez malzeme niteliği kazanmakta. Halk arasında sıkça kullanılan bir deyim olan 'Ayağını sağlam yere bas' sözcüğü yer döşemeleri için de geçerli olduğu gibi önemini vurgulamakta.
Hızlı kentleşmenin modern yapılaşmanın yeni yerleşim alanlarının hareketlilik kazandığı Türkiye'de yapı malzeme piyasasında zemin kaplama sektöründe PVC yer kaplamaları, seramik, duvardan duvara halı, parke ve ağaç kaplamaları, karo türleri, mermer, granit gibi ürünler yer almakta. Bir binanın fonksiyonelliği iç mekanlarının mimari projelere tam uyumlu donanımlı olması ile mümkün. Doğal olarak insanların daha güzel yaşam lüks tutkusu her konumda olduğu gibi döşemelerde kaliteyi, dekoratif özellikleri zemine uyumluluğu tercihinde de öne çıkmakta.
Yer döşemelerinde olması gereken nitelikler
Yüksek basınca, aşınmaya karşı dirençli hijyenik ve istenilen renkte olması, toz, kir tutmaması, kolay temizlenebilmesi, kimyasal antistikliği yanında ses geçirmezlik, güzel görünüm sağlaması önemli. Zemin döşemeleri ağaç, parke, laminat parke, yer karosu, granit, mermer seramik türlerinden oluşmakta.
Türkiye'de yer döşeme malzemeleri tüketimi henüz yeterli düzeyde bulunmamakta. Ancak yeni inşaatlarda belirli talep artışı izlenmekte. Yer döşeme malzemesi verilere göre, kişi başına 1.4-1.5 metrekare arasında yıllık tüketimi olan bir pazar oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerde ise kullanım 4-6 metrekareyi bulmakta. İnşaat işkolundaki yetkililer maliyet yönünden ekonomik olması, renk ve desen seçeneğinin çokluğu nedeniyle özellikle seramiğin tercih edildiğini belirtmekteler. Fiyatları seramiğe oranla daha yüksek olan taş kaplamalar genellikle modern mimari ürünü görkemli binalar ve mekanlarda prestij göstergesi ve dekoratif özellikli bir malzeme olarak değerlendirilmekte. Yapı malzemesi olarak zeminlerde kullanılan bu tür ürünler deforme olma, kırılma, çatlama, eğilme, aşınma, lekelenme, aşırı su emmeye karşı yüksek direnç gösterirler.
Türkiye doğal taş rezervleri yönünden geniş bir kapasiteye sahip bulunmakta, ancak işleme nakliye işgücü maliyetlerinin yüksekliği yönünden kullanım oranı düşük. Granit ve mermer yaşam standartlarının yüksek olduğu toplumlarda yoğun olarak tüketilmekte, yerli üreticiler dış pazarlarda ihracat paylarını artırmaktalar. Maden Tetkik Arama Enstitüsü ve Jeolojik etüd raporlarına göre, ülkemizdeki mermer rezervi 5.2 milyar metreküpü bulmakta, bunun yaklaşık 600 metreküplük bölümü görünür konumda. Türkiye'de mermer ve granitin yoğun olarak bulunduğu illerin başında Denizli, Afyon, Balıkesir, Tokat ve Çanakkale gelmekte. Ülkemizde yer döşeme ürünlerinin toplam büyüklük potansiyelinin 600-700 bin metrekare düzeyinde olduğu, üretim ve tüketimde çeşitlilik yönünden geniş pazar payına sahip bulunmakta. Türkiye'de büyük işletmelerde, entegre tesislerde ARGE, ileri teknoloji modern cihaz makine sistemleri ile TSE ve ISO 9001 uyumlu kaliteli ve her türde yer döşemesi üretilmekte. Ancak KOBİ'lerin dışındaki atölye tipi kayıt dışı bazı ilkel işletmelerin denetimsizlik nedeniyle faaliyet gösterdikleri kalitesiz ürünlerle piyasada haksız rekabet ortamı yarattıkları ilgililerce gündeme getirilmekte.
Yaygın kullanılan ürün türleri özellikleri ve uygulamaları
Yer döşemeleri sektöründe önemli paya sahip malzemeler arasında seramik kaplama ürünleri ve türleri yaygın olarak kullanılmakta. Seramik üretiminde girdi maddelerinin yüzde 95'i yerli kaynaklardan sağlanmakta, kaolin, kil, felspat, kuvars, mermer, dolamit rezervleri yeterli miktarda mevcut. 1990 yılından sonra bu işkolunda büyük yatırımlar kurulan işletmelerle Türkiye dünya seramik karo üretiminde etkinlik kazandı. Sektörün önde gelen kuruluşlarından Ege Seramik, Kale Seramik, Toprak ve Eczacıbaşı grupları dünyanın en büyük üreticileri arasında bulunmakta. Türkiye 230 milyon metrekareyi aşan üretimi ile ülkeler arasında 5, Avrupa'da ise 3'üncü büyük seramik karo üreticisi konumunda.
Üretimin yüzde 45'i ihraç edilmekte, dış satımlarda Türkiye İtalya ve İspanya'dan sonra dünyanın üçüncü büyük seramik kaplama malzemesi ihracatçısı durumunda. Ülkeler arasında rekabet ortamında işletmelerin pazarlayıcıları ve temsilcileri katma değeri yüksek ürüne yönelik ihracatı değer bazında uygun fiyatlarla artırma çabasını sürdürmekteler. Avrupa, ABD, Uzakdoğu, Asya ve Afrika ülkelerinde pazar paylarını büyütme girişleri etkinlik kazanmakta. Dış Ticaret Müsteşarlığı verilerine göre, 2005 yılının ilk altı aylık döneminde seramik kaplama malzemeleri ihracatı miktar olarak yüzde 3 düzeyinde azalırken değer olarak yüzde 6 oranında artış gösterdi.
DTM araştırmaları sonuçlarında 2004'ün ilk 6 aylık döneminde 126.5 milyon dolarlık ihracat yapılırken, 2005'in aynı sürecinde 134,5 milyon dolarlık dış satım oluştu. 1996 yılında her türde seramik malzeme kaplamaları üreten işletmeleri aynı çatı altında toplamak üzere kurulan (SERKAP) Seramik Kaplama Üreticileri Derneği faaliyetini sürdürmekte. Üye firmalar tesisler de toplam üretim kapasitesinin yüzde 80'ini, ihracatın yüzde 90'ını gerçekleştirmekteler. Türk seramik ürünlerinin ulusal pazarlarda tanıtımını etkinliğini satış payını arttırma girişimleri yanında dernek ortak sorunların çözümü, işkolunun bilimsel, kültürel, teknolojik, ekonomik gelişimini sağlayacak konsorsiyumları, organizasyonları oluşturma etkinliğini sürdürmekte.
Kalitesiz ürünlerin piyasaya akışını önlemek, haksız rekabetin gerçek üretici, kullanıcıyı zarara uğramasına olanak sağlamaması için mesleki denetimin etkinlik kazanması SERKAP'ın çalışmaları arasında yer almakta. Çok yaygın olarak kullanılan yer döşemelerinde PVC türleri 60'a yakın işletme tarafından oluşturulmakta. Devlet istatistik Enstitüsü araştırmalarına göre, bunların toplam üretimi 6 milyon metrekare düzeyinde. PVC ürünleri yer döşemesi olarak bakım kolaylığı, az aşınma hijyenik ve dayanıklı oluşu kullanıcılar tarafından tercih edilmekte, çoğunlukla PVC hastane alışveriş merkezleri, kapalı oyun ve tenis salonlarında döşeme malzemesi olarak değerlendirilmekte.
Halı döşeme kolaylığı sebebiyle tercih ediliyor
Ülkemizde 1970'li yıllardan itibaren kullanılmakta olan duvardan duvara halı konfor dayanıklılık, estetik ve döşeme bakım kolaylığı, ses, ısı yalıtımı sağlaması nedeniyle tercih edilmekte. AB ülkeleri arasında ilk 10'a giren Türk halı ürünleri dünya pazarlarında yüzde 3'lük bir pay almakta. Bu pazarın büyük bölümünü makine halıları oluşturmakta. Türkiye'de kişi başına halı kullanımı 1.5 metrekare iken AB ülkelerinde bu miktar 4-5 metrekare düzeyinde
Parkede yeni tür ve kalite artışı gelişiyor
Son yıllarda yaygın olarak kullanılan ürün parkede ise yeni tür ve kalite artışı giderek gelişmekte. En çok bilinen tipi kısa, dar, balık sırtı biçiminde döşenen masif parke türlerinden oluşmakta. Ancak son yıllarda özellikle toplu konut, lüks sitelerde yer döşemelerinde ahşap lamine türü parkeler kullanılmakta. Laminat parkeler masiflere göre, bazı özellik ve avantajlar sağlamakta. Bu tip parkelerin 3 ayrı katmandan oluşması nedeniyle direnç ve ağacın uzun süre kurutulmasının sağladığı güç ürünün direncini arttırmakta. Yetkililer laminat parkede talebin giderek arttığını vurgulamaktalar. Dünya ülkelerinde verilere göre, 80 civarında laminat parke üreticisi bulunmakta, yıllık toplam imalat ise 250 milyon metrekare düzeyinde.
PVC döşeme malzemesinin yüzde 70'e yakın bölümü ithalat ağırlıklı, bu işkolunda son verilere göre 50 işletme faaliyet göstermekte. Kimyasal yapıştırıcı ve bağlayıcı gibi girdi ürünlerinden bir bölümü ithal edilmekte. Genelde yer döşemesi sanayi Türkiye'de ileri dönük atılım sürecinde, ihracat, iç tüketimin önünde gitmekte, ancak bazı sorunların çözüme ulaşması için yapımcılar girişimlerini sürdürmekte. İmalatta girdi maliyetini en olumsuz biçimde enerji, nakliye ve KDV oranlarının, vergi tahsilatlarının yüksekliğinin etkilediği gündeme getirilmekte. İmalatta kullanılan LPG'nin birim fiyatı doğalgaza oranla çok yüksek oluşu, nakliye depolama harcamaları, satış sonrası tahsilat beklenti süreleri kar marjlarını düşürmekte, yapımcılar bu konumda önlemler alınmasını gündeme getirmekteler. Üzellikle enerji maliyetlerinin düşürülmesinde doğalgazın öncelik kazanması, banka kredi olanaklarının uzun vadeli düşük faizli olması, kayıt dışı işletme faaliyetlerine olanak sağlanmaması, denetimin etkinlik kazanması öngörülmekte.
Sedat AĞRALI / Araştırmacı-Yazar.....dünya inşaat dergisi
Lütfen a?a?ydaki formu doldurarak mail listimize üye olunuz.
Mail adresleri sadece Akademik Yn?aat datasynda tutulacak, Payla?ylmayacaktyr.